26 Mart 2012 Pazartesi

DÜĞME DEYİP GEÇME!

 Bir dünya yelek ördüm bebeğime hamileyken,acaba hepsini giydirebilecek miyim diye düşünüyordum bazen.Ama şimdi iyiki de örmüşüm diyorum.Özellikle Zeliha'cık yeni uyandığında hemen bir yelek giydiriyorum üşümesin,terliyse diye.Çok işime yarıyorlar yani.Yakadan başlanan bebek yelekleri özellikle çok kullanışlı oluyorlar,dikişsiz oldukları için.Bebek yeleği örmek isteyenler blogumda birçok yelek modelini açıklamasıyla bulabilirler.
 Bu yeleği ben örmedim.Bir arkadaşımın bebeğine hediye gelmiş,hiç giydirmemiş,bana hediye etti.Yelek kesme şeker modeliyle örülmüş.Gayet kolay bir model.Yelek bana geldiğinde düğmeleri yoktu.İlik de açılmamıştı örülürken.Düğmesiz de olmazdı ama değil mi?
 Ben de evdeki arı şeklindeki düğmeleri kullanmaya karar verdim ve önce tığla zincir çekerek düğme iliklerini ördüm,yeleğe yerleştirdim.Düğmeleri de dikince yelek bambaşka bir görünüme kavuştu...
Üç küçük düğme bu yeleğin kahramanı oldu:)))

20 Mart 2012 Salı

BABAANNESİNDEN KIZIMA...

 Bizim kız çok şanslı hakikaten.Daha karnımda bile yoktu babaannesi ona bu takımı ördüğünde:)Kayınvalidem ipini alın,yapabilecek halim varken öreyim bir takım demişti önceki yaz.Yüncüde elimiz bu mavi ipe gitmişti,oğlan olcak diye içimize doğmuştu ilk çocuğumuzun:)Ama yanılmışız.Gerçi artık oğlan-kız farketmiyor her renk ayrı yakışıyor bebeklere,çocuklara.
 Bu model kayınvalidemin fix modelidir.Eş-dost,akraba kime örecekse aynı modeli kurar.İncecik şişlerle-3 numara- örer ve örgüsü şahanedir.Ne varsa eskilerde var diye boşuna demiyorlar.İşte takımın hırkası..
 Takımın salopeti...Şimdilerde pek örülmüyor böyle şeyler.Kayınvalidemin eşim bebekken ona ördüğü bir salopet var şahane doğrusu,saklıyorum birgün kızıma giydiricem inşallah.Onu da paylaşırım sizlerle bir ara.
 Bu da takımın yeleği.Kayınvalidem baya büyük örmüş parçaları,5-6 yaşında ancak giyebilir sanırım Zeliha bunları...


Süslü şapka ve atkısı...Bayıldım ben bu şapkaya:))Amma da süslü yaaa.Çok ta yakışır kuzuma inşallah.

Babaannemizin ellerine sağlık,çok teşekkür ederiz ona:)))

16 Mart 2012 Cuma

BEBEK TELSİZİ

Bebek sahibi olduktan sonra oydu buydu derken şimdiye kadar yanından bile geçmediğimiz,varlığından haberdar olsak ta "amannnn ne gerek var canım" deyip burun kıvırdığımız ne çok şey aldık,kullanmaya başladık..Bebek telsizimiz de bunlardan biri.Ama en çok işe yarayanı diyebilirim.Eğer eviniz bizimki gibi iki katlıysa ya da bebeğiniz kendi odasında uyuyorsa vazgeçilmez bir ihtiyaç kendisi.Bizim bıdık henüz kendi odasında uyumuyor ,6 aylık olana kadar bizimle aynı odada uyumasına karar verdik eşimle.Odası,mobilyaları çoktan hazır ama şimdilik beklemedeyiz.Gündüzleri alt katta salonda uyuyor Zeliha.Uyku dediysem öyle saatlerce falan değil ama bizimki "kedi uykusu",babasının deyişiyle "tilki bayılması" :)))Bazen 10 dakika yetiyor bebişe ,en fazla yarım saat hadi bilemedin kırk dakika:((

Akşamları ise gece uykusu için üst kattaki yatağına yatırıyorum ve alt kata iniyorum.Telsiz sayesinde uyandığında hemen yanına gidip ya emziriyorum ya da sakinleştirip tekrar uyuması için uğraşıyorum.Bebek telsizlerinin iki türlüsü var.Sadece ses iletenler,bir de hem ses hem de görüntü iletenler var ki işte onlar epey tuzlu..Bizimkini yani fotoğrafta gördüğünüz telsizi eşim internetten aldı,fiyatı 90-100 TL arası birşeydi tam hatırlamıyorum.Bebeğin yanında duran telsiz kablolu,fişe takılı duruyor.Benimki ise şarzlı.Ses hassasiyeti ayarı var.Ben hassasiyeti en yükseğe getiriyorum kıpırdansa bile hemen duyuyorum böylece.Ayrıca iki kanal var kullanmanız için.Eğer yakınlarda başka bebek telsizleri varsa frekanslar karışmasın diye.150 metreye kadar çekebiliyormuş.Bahçeli evi olanlar için ideal...

Ben telsizimden çok memnunum ,iyi ki almışız diyorum her akşam:)Hadi bu gerçekten işe yarayan bir alet ama gerekli olup olmadığı tartışılabilecek bir ton eşya var bebekler için satılan.Mesela geçenlerde bir dergide "ıslak mendil ısıtıcı" diye bir alet olduğunu okudum resmen dumur oldum:)Annenin sıcacık avuçlarında ısıtmak varken o alete ne gerek var anlamadım...

14 Mart 2012 Çarşamba

ÖRGÜ BEBEK BERESİ



Örgü çalışmalarıma kızım için ördüğüm yeni bir bere ile devam ediyorum.Örgüye ayırabildiğim vakit şu sıralar oldukça kısıtlı.Bebeğimin gündüz uykuları iyice azaldı ve diş çıkardığı için de biraz huysuz:((Tüm gün onunla geçiyor,akşam Zeliha uyuduktan sonra ise ya koltuğa kıvrılıp uyukluyorum ya da ev işleriyle uğraşıyorum.Bu yüzden de şimdilik kısa sürede bitebilen örgülere yoğunlaştım.Aslında örmek istediğim büyük parçalar var ama daha sırası var onların.

Üzerinde minik toplar olduğu için ben bu bereye "top top bebek beresi" dedim.Örgüdeki topların nasıl yapıldığını bildikten sonra gerisi çok kolay bir model..Örmek isteyenler için açıklamasını yapayım:

İpim bebe yünü,şişim 3.5 numara.80 ilmekle başladım ben.Bebeğim 4.5 aylık,artık siz çocuğunuzun yaşına göre ilmek sayısını artırırsınız.1 ters 1 düz şeklinde 2 parmak kadar lastik örülür.Sonra ilk toplu sıraya geçilir.5 ters örülür,sonraki ilmekten 5 ilmek çıkarılır.Sonra örgü ters çevrilir,artırılmış olan 5 ilmek ters örülür,sonra örgü yine ters çevrilir,5 düz örülür,ters çevrilir 5 ters örülür,ters çevrilir 5 düz örülür,ters çevrilir 5 ters örülür,ters çevrilir ilk 2 ilmek sağ şişe alınır,sıradaki 3 ilmek beraber örülür,sağ şişteki iki ilmek sol şişteki tek ilmeğin üzerinden geçirilir.Böylece örgü top yapılmış olur.5 ters,1 top,5 ters,1 top şeklinde devam edilir.Sıra sonunda kalan ilmekler ters örülür.5 ilmek kalmıyordu sanırım,bu önemli değil.

Arka sıra hep düz örülür ön sıra ters.Bu şekilde ikişer sıra ördükten sonra tekrar toplu sıra yapılır.Bu sefer topları bir önceki sıradaki topların ortasına gelecek şekilde örmelisiniz.Bu şekilde istenildiği kadar top toplar yapılır.İsterseniz örgü topları daha seyrek yapabilirsiniz.Tamamen size kalmış orası..

Toplu sıralar bittikten sonra berenin ön yüzü hep ters,arkası hep düz örülür.Ara ara eksiltmeler yapılarak istenilen boya geldikten sonra kalan ilmeklerin arasından ip geçirilir ve büzülür.Yan dikişler de yapıldıktan sonra bere tamamlanmış olur..

Orkidem yine çiçek açarak beni sevince boğdu:))Bereyi fotoğraflarken onu da sizlerle paylaşayım istedim.Gerçi Zeliha'yla orkideyi aynı kareye sığdırmak  pek kolay olmadı.Maşallah bizim kız kıpır kıpır:))

Bu berenin iç kısmına penye geçiricem,kuzumun kafasını terletmesin diye...İnşallah bere modelini beğenmişsinizdir.Yapmak isteyenlere şimdiden kolay gelsin:))Sevgiler...

13 Mart 2012 Salı

ANNEANNESİNDEN ZELİHA'YA ÖRGÜ BATTANİYE

 Bu güzel battaniyeyi kızıma anneannesi ördü.Hem de motif aparatıyla.Aslında bu aparatla genelde şal yapılır malumunuz.Annem geçen kış çok değişik şallar yapmıştı,yeni torunu için de bu şirin battaniyeyi ördü sağolsun.Ellerin dert görmesin canım annem benim.

Aslında battaniyeyi aylardır kullanıyorum ama fotoğraflayıp sizlerle paylaşmak bugüne nasip oldu.Hazır benim minnoşum uyurken bu yazıyı hazırlayayım dedim.Battaniyeyi ince lif iplerini kullanarak hazırlamış annem.Önce aparatla çiçeklerini yapmış,sonra tığla motifleri birleştirmiş ve kenarına oyalamış.Aralarına hazır satılan kurdele gülleri kondurmuş ve battaniyenin arkasına da pamuklu bir kumaş yerleştirmiş.Şimdilik evde kullanıyorum ama baharda dışarda da kullanbilirim diye düşünüyorum.
Anneannesinden iki numaralı torununa:)Bu torunlar hem çok seviliyorlar hem de çok şanslılar maşallah...

Babaannemizin marifetleri yakında burada.Takibe devam:)

11 Mart 2012 Pazar

NARİSH'İN HEDİYELERİ

 Geçen haftasonu Sakarya'dan tanıdığım tek blogger ile Narish'in Sandığı'ndan blogunun yazarı sevgili Beyhan'la bir araya gelmiş,sohbet etmiştik.Buluşmaya gelirken canım benim eli boş gelmemiş,bana ve kızıma cici hediyeler getirmiş sağolsun.

Ne zamandır güzel bir mutfak önlüğüm olsun istiyordum.Gerçi pek adetim değildir önlük kullanmak ama Beyhan'ın kendi elleriyle diktiği bu güzel önlüğü görünce hemen mutfağa gidip yeni önlüğümle yemek pişiresim geldi:)Önlüğe ba-yıl-dım resmen!Rengi en sevdiğim renk mor ve her iki tarafı da kullanılabiliyor.
 Çiçekli tarafını da çok beğendim.Ellerine sağlık canım arkadaşım,tekrar teşekkür ederim sana bu güzel hediye için.İnşallah en lezzetli yemeklerimi bu önlük üzerimdeyken pişiririm...

Bu arada Beyhan kendi diktiği önlükleri satıyormuş,ilgilenenler bloguna uğrayabilir...

Bu şirin kardanadam da kızım için...Beyhan'cım kendi ördüğü bu kardanadamı Zeliha'ya hediye etti,çok teşekkür ederiz teyzesi...İnşallah kızım severek oynar ilerde yeni oyuncağıyla...

El emeği,göz nuru hediyelerin kıymeti başka oluyor..Emeğine ,gönlüne sağlık sevgili Beyhan...

9 Mart 2012 Cuma

İLK DİŞLER ÇIKTI BİLE...


Bizim kuzunun büyümek için acelesi var sanırım:)Geçen hafta dördüncü ayımızı tamamladık,beşin içindeyiz.Tamam ikinci aydan itibaren salyalı bir kedi kendisi ve son zamanlarda o minnak eller hep ağzında ama yine de bu kadar çabuk beklemiyorduk biz dişleri.Pazartesi öğle yemeği esnasında Zeliha'ya çay kaşığıyla çorbadan tattırayım dedim-ki bu tattırma eylemine bir süredir başladım-,"çıt" sesini duyunca şöyle bi afalladım."hadi canım,yok artık" falan demeye kalmadı,parmağımla şöyle bi dokunmam yetti.Kızımın dişi çıkmış teyzeleri!Hatta bir değil iki dişi birden:))Ön alttaki iki diş birden arz-ı endam ettiler o güzel ağızda:))Sevinsek mi endişelensek mi bilemedik.Erken diş çıkarmanın pek de iyi olmadığını duymuştum çünkü.Ama sonra internette bunun normal bir durum olduğunu,bazı bebeklerin 3 aylıkken bile ilk dişlerini çıkardıklarını okuyunca rahatladık,ohhhh dedik:))
Maşallah demeden bakmayın kızımın fotoğraflarına emi teyzoşlar:))Bizim minik dalton yeni emziğiyle nasıl da poz vermiş babasına,ağzına kelebek mi konmuş bu minnoşun yahu?Tam yemelik oldu bu yavru tam:))

4 Mart 2012 Pazar

SAKARYA'LI BLOGGERLAR BULUŞTU

 Blog dünyası bir buluşmaya daha vesile oldu.Sakarya'da yaşayan tanıdğım tek blogger Sevgili Beyhan'la bugün Serdivan AVM'de buluştuk.Beyhan Narish'in Sandığı'ndan blogunun yazarı,ayrıca Sihirli Örgü forumunun da kurucusu.Kendisi örgü konusunda inanılmaz marifetli maşallah.Aslında uzun zamandır haberleşiyorduk ama yüzyüze görüşmek bugüne nasip oldu:)Havalar ısınsın diye bekliyorduk buluşmak için ,ama baktık ki bu havalara kalsa biz daha uzun süre tanışamıcaz ve dün aradım kendisini,hemen plan yaptık ve bugün öğleden sonra biraraya geldik.Tam beklediğim gibiydi Beyhan,samimi,dost canlısı,hoş sohbet ve güler yüzlü:))Canım benim ya çok iyi anlaştık,beraberce keyifli bir zaman geçirdik...Uzun zanadır ev kuşu olduğumdan da bana inanılmaz iyi geldi Beyhan'ın sohbeti...
 Bol köpüklü kahvelerimiz keyfimize keyif kattı:)))Sağolsun benim minik kuşum da pek bir uslu durdu,annesini hiç üzmedi.Büyüyor teyzeleri benim kuzum,artık kocaman oldu.Eeee dördüncü ayımızı devirdik geçen hafta.Beyhan'ın kucağında da uslu uslu durdu güzel kızım.Hatta ayrılmamıza yakın gülücükler bile attı teyzesine şirinem:))


Görüldüğü üzre kızım bu aralar tam bir salyalı kedi kıvamında:)Önlük,mendil dayanmıyor cimcimeye...Dişler ne zaman gelir bilmem ama sinyal vermeye çoktan başladılar.

Beyhan'cım bana ve Zeliha'ya çok cici hediyeler getirmiş sağolsun..Henüz fotoğraflayamadığım için onları da bir sonraki yazımda sizlerle paylaşıcam inşallah.Arayı soğutmadan tekrar görüşme dilekleriyle veda ettik birbirimize.İnşallah bundan sonra sık sık görüşürüz Beyhan'cım,tatlı dilli arkadaşım benim...

1 Mart 2012 Perşembe

BEN BİR SEDEF HASTASIYIM...

Şimdiye kadar fotoğrafsız bir yazı yayınlamamıştım,bi garip oldum.Ama google amcadan görsellere bakınca yok dedim bu yazı da resimsiz daha iyi olur...Evet ben bir sedef hastasıyım hem de yaklaşık 13 senedir.Bu konuda bişeyler yazdığımı hatırlamıyorum şu ana kadar.Bugün doktor kontrolüm vardı,gündemimde olunca hastalığım hakkında biraz içimi dökmek,dertleşmek istedim..

Sedef hastalığı adını sedef gibi pul pul döküntü yapan yaralarından alıyor.Aslında çok yaygın bir cilt hastalığı ve bulaşıcı değil.Ama genetik olduğu biliniyor.Sıkıntı,stres ve depresyon gibi durumlarda ortaya çıkan bir hastalık.Genlerinizde varsa,hayatınızın herhangi bir döneminde yaşadığınız sıkıntılı dönemde ortaya çıkabilirmiş.Çocuğumda çıkar mı diye doktoruma sorunca öyle dedi.İnşallah onda çıkmaz diye dua ediyorum.Amin...

Aslında öyle büyük hastalıklar var ki,benim pek şikayet etmeye hakkım yok diye düşünüyorum.Yine de yaşadıklarımı paylaşmak istedim.Bu hastalık bende ilk olarak saç diplerimde çıktı.Kaşıntılı,kabuklu yaralar zamanla arttı.O zamanlar üniversitedeydim.Gittiğim dokorun verdiği şampuan ve losyonlarla hastalığım kontrol altına alındı ve bu durum uzun yıllar boyunca devam etti.İlk zamanlar Seboroik dermatit,bir tür egzama dedi doktorlar ama yanlış teşhis yapmışlar meğer.Çok sonra Eskişehir'de gittiğim bir doktor sedef hastası olduğumu söyleyince çok şaşırmıştım.

Yıllar boyunca birçok doktorla görüştüm,farklı tedavi yöntemleri denedim.Yabancı bir doktorun verdiği diyet bir işe yaramadı:(Eskişehir'de gittiğim başka bir doktor, katranlı özel bir karışım verdi,çok iyi geldi.Ama hamile kalınca onu da bırakmak zorunda kaldım.Geçen sene vücudumda da yaralar çıkmaya başladı.Önce dirseklerimde,diz kapaklarımda minik döküntüler farkettim.Kremlerle kontrol altına alındı bu yaralar ama hamile olduğumu anladığımdan itibaren tüm tedavi sona erdi.İlaçların yan etkilerinden dolayı kullanamadım.Hamilelikte ve sonrasında yaralar,kaşıntılar,yanmalar iyice arttı..Özellikle saç diplerimdeki yaralar beni çok rahatsız etmeye başladı.Geçen ay başka bir doktora gittim.Bebeğimi emzirdiğim için öyle her ilacı kullanamıyorum haliyle.Doktorum bu hastalıkla yaşamayı öğrenmem gerektiğini,tamamen iyileşmenin en azından şimdilik mümkün olmadığını söyledi.Aslında işin sırrı da burda sanırım.Kabullenmek...Ben hala hastalığımı kabullenemedim,yıllar geçti ama ben hala mücadele içindeyim.Malesef bu hastalık sadece kontrol altına alınabiliyor,kaşıntılar,yanmalar,döküntüler azaltılıyor ama bitmiyor.Aslında ben şanslıyım,doktorumun demesine göre benim yaralarım çok küçük ve önemsenmeyecek boyutlarda.İnternetten araştırınca halime şükrettim,öyle insanlar var ki yaraları tüm vücutlarını sarmış.Allah korusun...Stres yapmayacakmışım,hiçbirşeye üzülmeyecek,kafayı takmayacakmışım...Ben mi?Ah ahhhhh...Bir de bu hastalık mükemmelliyetçi kişiliklerde daha çok olurmuş.Ta kendisiyim:)

İşte böyle...Henüz tam tedavisi bulunmayan bu hastalıkiçin alternatif tedavi yöntemleri de yok değil tabi..Bitki çayları,kürler,balık tedavisi bunlardan bazıları.Bugün doktorum bazı önerilerde bulundu:Fırsat buldukça güneşlenmemi söyledi mesela..Yaralarıma iyi gelirmiş.Bir de dar ve sentetik giysilerden uzak durmam gerekliymiş..

Aranızda kendisi yada bir yakını sedef hastası olan var mı?Beni anlayan var mı?Yaşayan bilir en iyi elbette...Ne diyeyim Allah şifa versin inşallah,dert verip derman arattırmasın kimseye.Amin.

Çok şükür inançlı biriyim,"niye ben" demiyorum,tedavim için elimden geleni yapıyor ve bol bol dua ediyorum.Allah başka dert vermesin,şikayet etmemek lazım.Hastalıklar günahlarımıza kefaret olacak inşallah...

Herkese sağlıklı,mutlu ve huzurlu günler dilerim efendim:)))Öpücükler....