28 Mart 2014 Cuma

BURSA GEZİSİ


 
Geçen hafta sonu okulumuzun gezi kulübü olarak Bursa'ya bir gezi düzenledik.Okul gezileri büyük sorumluluk gerektiriyor,görevli öğretmenler olarak çok yorulduk ama öğrencilerimiz için kesinlikle harika bir gezi deneyimi oldu.İnşallah diğer gezilerimiz de bu kadar güzel geçer.Zira kulüp olarak bu dönem düzenlemeyi planladığımız iki gezi daha var:)
 
 
Geziye ailecek katıldık:)
 
 
Önce Hayvanat Bahçesi'ne gittik.Günler öncesinden Zeliha'ya oraya gideceğimizi ve hangi hayvanları göreceğimizi anlatıyordum.Hatta "zoo" yani hayvanat bahçesi kelimesinin İngilizcesini bile öğrendi bu sayede.İngilizce çalışmalarımız devam ediyor.Bu konuda daha sonra deneyimlerimi paylaşırım.
 
 
 
Zeliha ile gezmek hiç sıkıntı olmadı sağolsun eşim çok yardım etti.Hava çok sıcaktı ama biraz bunaldık...
 
 
 
 
Yorulduğumuzda biraz dinlendik...
 
 
 
 
Sonrasında Bursa'nın tarihi yerlerini gezdik.
 
 
 
Bu arada Zeliha'nın gündüz tuvalet eğitimi bitti çok şükür.Hiçbir sıkıntımız yok.Ama geceleri süreç devam ediyor.Sık sık Kaldırmaya devam.Arada bir o beni kaldırıyor gerçi:)
 
Gezi sırasında lazımlığımız yanımızdaydı:))Kazasız geçirdik günümüzü çok şükür.
 
Bu aralar çok yoğunum.6 Nisan'da YDS 'ye yani Yabancı Dil Sınavı'na giricem.Bu yüzden çalışmalarımı hızlandırdım.Yazılarım,okumalarım,dikişlerim herşey askıda şimdilik.Bir de bahar temizliği girişimim var ki onu hiç sormayın:)))

19 Mart 2014 Çarşamba

KEÇE SÜSLÜ POLAR YELEK

 
Evdeki başka bir projeden artan polar kumaşı değerlendirmek için diktiğim yeleği keçelerle süslemeye karar verince soluğu tuhafiyemde aldım. Rengarenk keçelere şimdiye kadar neden el atmamışım acaba:))Hani rengi alsam diye şaşırdım.Hepsi birbirinden güzeldi..
 
 
 
İşte sonuçta ortaya bu ilkokul resimlerini anımsatan tablo çıktı:))Bir çöp adamım eksik yani:))
 
 
Keçeleri kafama göre kesip elde dikmeye üşenerek,kullanılmaya kullanılmaya nerdeyse pas tutacak makinamla dikmeye karar verdim.Biraz amatörce oldu ama ben sonucu çok sevdim:)
 
 
 
Bitince de çıt çıt bastırdım şöyle rengarenk...
 
 
Arkası düz,burada süs püs yok...
 
 
Zeliha yeleği görünce evi,ağacı eliyle kaldırmaya çalıştı,yapboz zannetti herhalde:)
 
Keçe çalışmalarına da el attığımın ispatıdır bu yelek.Sırada ne var bakalım:)))

17 Mart 2014 Pazartesi

İĞNEDANLIK

 
 Dikiş dikmeye başladığımdan beri giderek artan bir kumaş stoğum var.Maşallah dikiyorum dikiyorum bir türlü azalmıyor:)Diktiklerimden artanlara da kıyamıyorum,bir şekilde değerlendirmeye çalışıyorum.İşte bu iğnedanlıkları da diktiğim Amerikan servislerden artan minik parçalarla yaptım.
 
 
Bu kumaşı ve desenini o kadar çok sevmiştim ki nasıl atayım.Minik minik yastıklar diktim.İçlerine de boncuk elyaf doldurdum.
 
 
Böylece hem kumaşım değerlendi hem de iğnelerim derli toplu hale geldi.Bu kadar iğnedanlık bana fazla tabi.İki tanesini arkadaşlarıma hediye edicem.Yarım elma gönül alma:)
 
Mutlu bir hafta geçirmeniz dileğiyle..

15 Mart 2014 Cumartesi

ANNEEEE ÇİŞŞŞŞ!


Bu cümleyi duymak her annenin hayalidir değil mi:))Çok şükür birkaç gündür biz bu cümleyi sık sık duyuyoruz.Bir hafta önce Zeliha bezleriyle vedalaştı ve cicili biçili kilotlarla tanıştı.Bizim için de zorlu bir süreç başladı.Geçenlerde ilk bebeğine hamile bir arkadaşıma anneliğin en zor döneminin tuvalet eğitimi olduğunu anlatıyordum.Açıkçası ben çok zorlanıyorum.Yaz sonunda 3 hafta kadar tuvalet eğitimini denemiş ve sonunda pes etmiştik.Hazır değildi daha Zeliha o dönem,ama son zamanlarda bezinden rahatsız olması,çıkarmamı istemesi,tuvaletini yaparken gizlenmesi beni harekete geçirdi.

Yukardaki minik klozet bizim prensesin.Üst katta da var bir tane lazımlık ama o bunu tercih ediyor:)İlk günler çok fenaydı.Evde çiş yapmadığı yatak,koltuk halı kalmadı.Bir günde çıkan kirli çamaşır yığını boyumu geçti:))kızmak ,sinirlenmek yok tabi,o kirletti ben temizledim.Sonraları yavaş yavaş ne yaptığını anlamaya başladı.Tam çiş yaparken "anneee dökülüyooo" demeye başladı.Salı günü ilk defa "anne çişşş" dedi.Duyduğum en güzel cümlelerden biriydi:)))

O günden beri gündüzleri sıkıntımız yok.Bazen ben unutuyorum işe güce dalıp,kaçırıyor tabi,ama bunun dışında sürekli söylüyor kuzum benim.Koşa koşa tuvaletine gidiyor,bitince kapağını kapatıp sifon düğmesine basıyor.Düğmeye basınca müzik çalıyor ,Zeliha da çok mutlu oluyor:)

Yalnız geceleri işimiz çok zor..Ben gece sık sık kaldırırsam sorun yok ama ya kalkamazsam...Bazen de kalkıyorum ama o benden önce davranmış oluyor.Gece gece üst-baş değiştiriyorum mecburen.İlk günler bir gecede tam üç kez altını ıslattı:(Zaten önce gündüz öğreniyorlarmış tuvalete gitmeyi sonra gece..Tecrübeli annelerden tavsiyeler bekliyorum.Gündüz tamam ama geceler tam bir kabus bizim için..

Herkese mutlu bir haftasonu dilerim,bizim için de altı kuru bir haftasonu:)))

10 Mart 2014 Pazartesi

FERMUARLI ÖRGÜ ÇOCUK HIRKASI

 
Bu hırkayı daha önceden sizlerle paylaşmıştım ama aradım yazıyı bir türlü bulamadım.Acaba paylaşmamışmıydım diye de düşündüm.Bugün kafam pek iyi değil,uykusuzum sanırım ondan hatırlamıyorum.Neyse efendim ben anlatayım...

 
Bu hırkanın ipini görümcem Emine taaaa Malatya'dan almıştı.Kendime bir tunik örmüştüm,ama pek giyememiştim.İp Anchor marka,çok güzel pamuklu,merserize bir ip..Kullanmadığım giysileri dolapta bekletmem,ya başkasına veririm ya da değiştirerek başka şekilde kullanırım.İşte o tuniği söktüm ve çıkan ipten bu hırkayı ve yeğenim için de bir elbise ördüm.

 

Hırkaı alt kısımdan başlayarak bütün olarak ördüm.Kolları reglan kestim.Hırkanın eteklerinde ve kollarda ara ara yaptığım delikli model şöyle yapılıyor:2 ilmek beraber düzden ör,1 ilmek dola,2 ilmek beraber ör...diye devam edilir,arka sıralar haraşo olarak örülür.Yakayı boyun çevresinden ilmek çıkararak haraşo olarak ördüm.

 
Bu da hırkanın arkasından bir görüntü.Bu hırkayı ilk ördüğümde düğme iliği açmayı unutmuşum.o şekilde bir-iki kez giydirdim Zeliha'ya ama kullanışlı olmayınca öylece çekmecelerde bekledi uzun zaman.Geçenlerde bir fermuar aldım uygun bir renkte,önce teyelledim hırkaya fermuarı,sonra da makinada diktim.Böylece hırkamız kullanmaya hazır hale geldi:)


Yaklaşan baharı bu güzel hırkayla karşılamak istedim.İnşallah sağlıkla,mutlulukla,neşeyle giyer minik bal böcüğüm:)

Herkese güzel bir hafta dilerim...

7 Mart 2014 Cuma

ÇİÇEKLİ YAZLIK ELBİSE


Yaza daha çok var gerçi ama yazlık dikişlere çoktan başladım.Bu kumaş cıvıl cıvıl renkleriyle tam bir yaz elbisesine adaydı.Onu birikmiş kumaş yığınımın arasından alırken işte böyle düşünüyordum.


Model Burda dergisi 2010 Haziran sayısından .Yine patron ile çalıştım.Modelin en küçük bedeni 104'tü,paftaları da ona göre çıkardım ama dikerken biraz daralttım haliyle.


Yakasında her iki yönde minik pileler var.Ortada da 3 tane çıt çıt.Modelin orjinali düğmeliydi,ama ben çıt çıt bastırmayı daha uygun buldum.Böylesi daha kullanışlı  sanırım,özellikle de çocuklar için..Giydirip çıkarması kolay...


Arkası düz.Dikişleri beyaz iple yaptım,azıcık sırıttı ama kırmızı ya da lacivert ip almayı bekleyemedim dikmek için.Böyle de tez canlıyımdır:)






Kol ve yaka dikişinden bir ayrıntı...


Bizim kız fotoğraf çekimini işte böyle sabote etti:)Yaz sıcağında evde şapka , bazen de eldivenle geziyor bizimki.Kızım bunaldın artık çıkarayım diyince "hayııııyyy o benim" diyor:)


Yaz gelsin de giysin benim kuzum yeni elbisesini:)Herkese mutlu haftasonları...

3 Mart 2014 Pazartesi

FOTOTERAPİ İLE ŞİFA BULDUM ÇOK ŞÜKÜR!


Herkese merhaba!Haftasonu geçti bitti ama ben bloğuma giremedim bile..Günlerim inanılmaz dolu geçiyor.Bir bakmışım Pazartesi bir bakmışım Cuma...Herşeye yetişicem geri kalmıcam diye kendimi yıpratıyorum.Allah yardımcımız olsun,özellikle de çalışan annelerin..

Sürekli sedef hastalığım hakkında yazdığım yazılara yeni yorumlar alıyorum.Bu hastalıktan dert yanan,tedavi olan,şifa bekleyen ne kadar çok insan varmış..Yorumları okudukça ne kadar çok ortak yanımız var diyorum.Bu hastalığı uzun bir süre yaşayan ve nerdeyse her tür tedavi yöntemini deneyen biri olarak tecrübelerimi sizlerle paylaşmaya devam ediyorum..

Bu konudaki son yazımda fototerapiye başladığımı söylemiştim.Tüm vücuduma yayılan yaraları gören doktorum bu tedavi yöntemini bana önermişti ve hemen başlamıştım seanslara.Haftada üç gün gittim uzunca bir süre.Hastanenin şehrin dışında olması,okul saatlerinin zorlaması falan derken tüm sıkıntılara rağmen tedavide üçüncü ayı devirdim.Tedavi birkaç saniyeyle başladı ve giderek süresi arttı.9 dakikaya yaklaştıktan sonra sabit süreyle devam etti.İlk zamanlar cildimde bildiğiniz güneş yanıkları ve bundan kaynaklanan tahrişler oldu.Ama ürederm isimli losyonla bu sorunları hallettik.Zamanla yaralarım azalmaya başladı:)

Yaralarım azaldıkça nasıl mutlu oldum sizlere anlatamam!Kaşıntılarım ve kabuklanmalar azaldı,seanslar devam ettikçe yaralarım nerdeyse tamamen geçti:)Doktorum ara ara kontrol etti,bir süre sonra seanslarım haftada ikiye ,ardından da haftada bire indi.Şimdiyse iki haftada bir gidiyorum hastaneye.Sadece diz kapaklarımda biraz kabuklanma kaldı.Hergün halime şükrediyorum..Neler çekmişim ben ah ahhhhh....

Saç diplerimdeki yaralar ise geçmedi.Malesef bu tedavi saç diplerine etki etmiyor.Onun için de Dermovate saç losyonu kullanıyorum ,onu da çok düzenli sürmüyorum,haftada bir falan...

İlerlemiş sedef hastalarına kesinlikle bu tedaviyi öneririm.Ben çok faydasını gördüm elhamdülillah..Doktor tekrar edebileceğini söyledi..Ama tekrar etsede en azından adres belli:)

Allah tüm hastalara şifa versin..Halimize şükredelim her daim,bunların hepsi imtihan..Ölüm var,ahiret var...