27 Şubat 2014 Perşembe

PELUŞ BEBEK YELEĞİ

 
Kumaş pazarından aldığım peluş kumaşı gördüğümde bundan güzel yelek olur Zeliha'ya demiştim.Aynen dediğim gibi oldu,hem de bir değil üç tane yelek diktim.Artan kumaşla da bir kalp yastık...
 
 
Yeleklerin iç kısmını astarlamak için pembe renkli pazen kumaş aldım.Üst üste sererek göz kararı bütün olarak kestim yelekleri.Önlerini katlayarak kol oyuntularının son şeklini verdim.Sonra da astar ve pelüş kumaşı yüzünden dikerek birleştirdim.Ön kısma kumaşlarla çok uyumlu pembe çıt çıtlar bastırdım.
 
 
İç kısmı dikişsiz olduğundan çok hoş oldu.Omuz başlarını en son elde dikerek birleştirdim.Makinada dikmedim çünkü dikişten kaynaklanan potluk olmasın istedim.
 
 
Bu da benim çirkin kızımın yeni yeleğiyle ilk tanışma fotoğrafı:)
 
 
Artan kumaşla yamuk yumukta olsa diktiğim kalp yastık.Yastığın içine de pazenden kılıf yaptım.İçini boncuk silikonla doldurdum.Zeliha o kadar çok sevdi ki sabahtan beri kucağında gezdiriyor ordan oraya...
 
 
Bu yelekler de kızımın kuzenlerine hediye gidecek.Soldaki Ayşe Elif ablasına,sağdaki ise Ceren ablasına...
 
 
Kol oyuntusu..Bu fotoğrafları dikiş aşamasında gecenin bir vakti cep telefonumla çektim.Süper değiller ama dikmek isteyenler için fikir verebilirler sanırım..
 
 
Astarlamadan önceki son durum...Bu arada pelüş kumaşlar kesilirken acayip hav bırakıyormuş,tecrübeyle sabittir.Dün gece, pardon bu sabah saat 2.00'da salonu dip köşe süpürmem bu yüzdendi:)))
 
 
Bu da açık hali...
 
Bu aralar elimdeki kumaş stoğunu eritmek için kafamda sürekli yeni projeler dolanıyor.Bakalım sırada ne var)Takipte kalın:)))

24 Şubat 2014 Pazartesi

YUSUF ALİ'YE...

 
İkinci yeğenim Yusuf Ali'nin doğmasına sadece birkaç hafta kaldı.Malesef  hayalimdeki herşeyi öremedim ve dikemedim.İlk yeğenim Ceren için o kadar çok şey hazırlamıştım ki..Bu yüzden biraz vicdanım sızlıyor.Bu vakitsizlik şu sıralar en büyük derdim,hatta eşimle ortak derdimiz.Dün eşim maketine yeterince vakit ayıramadığından şikayet ederek "keşke bir gün 30 saat olsaydı" dedi:)keşke...
 
 
 
Aklımdaki yapılacaklar listesinden birini bitirdim çok şükür.Yusuf Ali için bir nevresim takımı diktim.Bu nevresim takımının kumaşını Eskişehir'deyken aldım,kayınvalidem de sağolsun dikmeye yardım etti.
 
 
2 metre kumaştan park yatak için uygun ölçülerde bir nevresim kılıfı,bir çarşaf ve farklı boyutlarda iki tane yastık çıktı.Yastıklar ve nevresimin açılan yerlerine fermuar diktik.
 
 
Yusuf Ali sağlıkla doğsun,mışıl mışıl uyusun yatağında inşallah...
 
Bu arada daha önce yeğenimin adının Yusuf Emir olacağını söylemiştim,anne babası karar değiştirip babamın adını koymuşlar yeğenime:)Dedesi bunu duyunca nasıl sevindi tahmin edersiniz heralde:)))

19 Şubat 2014 Çarşamba

KUMAŞLA HAVLU SÜSLEMECE


 
Daha önce buradaki yazımda dikiş makinam için diktiğim örtüden bahsetmiştim. Geçen gün matruşka desenli kumaştan  bir parça elime geçti.Dikişten artan bu kumaşla ne yapabilirim diye düşündüm.Bir izleyici yorumu ilham kaynağım oldu.
 
 
Matruşkalı kumaşı ölçmeden sadece desenlerin düzenine göre göz kararı havluya iğneledim.Sonra da yüzünden diktim.
 
 
Yanları arkaya kıvırarak diktim.
 
 
İşte bu kadar...Artan kumaş parçalarını değerlendirmek için güzel bir çalışma oldu.Sizlere de fikir olsun.
 
 
 
Şimdi sıra keyifle bu havluyu kullanmakta:)


17 Şubat 2014 Pazartesi

FUŞYA RENKLİ KLOŞ ETEK


 Eğer kendinize bir etek dikmek istiyor ve ben dikişten pek anlamam diyorsanız  kloş etek dikmeyi mutlaka denemelisiniz derim.Zira kesmesi,dikmesi toplasan 1 saat sürmeyecek yegane etek çeşididir kendisi.İşin sırrı ise kloş etek dikmenin ne kadar kolay olduğunu güzelce anlatan bir blog bulmak:)Bunun için blog blog gezmenize gerek yok.Antigone'un buradaki , buradaki ,buradaki ve buradaki yazılarını okuyun yeter.Ben de öyle yaptım...

 
Eteğin kumaşı tabiki yine Çarşamba pazarından,hadi fiyatını da söyleyeyim:
2 lira...

 

Kloş etek dikmek için en az 2.5-3 metre kumaşa ihtiyacınız var.Benim boyum kısa olduğundan 2.40 cm kumaş yetti.

 

Bu eteği tatilde Eskişehirdeyken diktim.Eteklerini nasıl bastıracağımı kayınvalidem gösterdi.Overlok makinesi olmayanların kaderi zigzagla idare etmektir ne yapalım...Yakında overlok makinası aldım dersem şaşırmayın:)Eksikliğini çok hissediyorum çokkkkk:(

 
Aslında gizli fermuar ayağım yanımdaydı,ama ayak kayınvalidemin makinasına uymayınca,klasik yöntemle teğel alarak diktim fermuarı.Fena olmadı ama...Fotoğraflar Zeliha'nın ağır baskısı altında çekilmiştir,dikişlerim yamuk değil yani yanlış anlaşılmasın:)

 Bu da bel ayrıntısı..


Artan kumaşlardan da Zeliha'ya bir kloş etek diktim.Onunkisi belden lastikli oldu.Beraber bir gün giyersek eteklerimizi sizin için bir analı-kızlı pozu çekiliriz artık:)

Bugün okula giderken yeni eteğimi giyicem hanımlar,fuşya rengini çok seven biri olarak bu eteği de severek kullanıcam inşallah.

Herkese neşe dolu,mutlu bir hafta dilerim...

13 Şubat 2014 Perşembe

KÜÇÜK HANIMLAR İÇİN TRENÇKOT

 
Yine bir dikiş maceramla daha karşınızdayım.Aslında Zeliha'ya bu ciciyi dikeli nerden baksan 1 ay kadar oldu ama fotoğraflayıp sizlerle paylaşmak bugüne nasip oldu.
 
 
Kumaş pazarında bu kumaşı görünce gözümün önünde işte bu trençkot canlanmıştı inanın:)Tam hayal ettiğim gibi diktim çok şükür.Sadece 1 liraya aldığım kumaş,düğmeler ve astar dahil toplam 2 liraya maloldu:))
 
 
Model Burda dergisi 2010-Şubat sayısından.Orjinalinde kemer,kemer köprüleri,roba detayları vardı.Ama benim kumaşım ancak bu kadarına yetti,hatta öyleki artan parça elim kadar bile değil:))
 
 
Kadifemsi,yumuşak,ama kadife gibi döküntüsü olmayan hafif esnek bir kumaştı diktiğim.İlk defa patron çıkararak bir şey diktiğim için çok özendim.Kalıpları çıkardıktan sonra dergideki anlatımları takip ederek yakadan başlayarak dikmeye başladım.Anlatım çok güzeldi,pek zorlanmadım.Kollar iki parçalıydı,ilk defa böyle kol diktim.Çok muntazam oldular.
 
 
Önde üç düğme ilikleniyor,içte de iliklenen iki düğmesi var.
 
 
Arkasına bele oturması için iki tane uzun pens diktim.Kemer olmayınca pesleri patrondakinden biraz daha derin yaptım.
 
 
İçini de esnek penye astarla astarladım.Hala astar makinada nasıl dikilir öğrenmediğimden astarlamayı elde yaptım.Bu kısım biraz sıkıcıydı:(
 
 
 
İşte sonuç:)
 
 
Kollarını bilerek biraz uzun yaptım,seneye de giysin diye:)))Yakışmış kuzuma değil mi hanımlar?
Artık bir ara kendime de bir trençkot dikerim,acemiliği Zeliha'nınkinde attım ne de olsa:))

9 Şubat 2014 Pazar

ZELİHA TATİLDE

 
 
Tatilimiz bitti,bugün çok özlediğimiz evimize geri döndük.Gittiğimiz yerlerde ne kadar rahat etsekte insanın evi gibisi yok...Dolu dolu çok güzel bir tatildi,hatırlanası,keyifli bir sürü anı biriktirdik.Bizim kız bu tatilin kahramanıydı elbette..O ne şeker bir şey oldu ah bilemezsiniz:)Biraz anlatayım mı?
 
 
 
Tatilden hemen önce anne temizlik yaparken fırsattan istifade aynanın karşısına geçip,anne gözlükleriyle şarkı söyleyip danseden minik kuş...
 
 
Soğuk havaya aldırmayan Zeliha Esenköy sahillerinde..
 
 
Dile bak dile:)
 
Bursa Ulucami...İlk defa camiye giden Zeliha..
 
 
 
Kim bilir ne sebeple annesine küsen,
 
 
etrafta koştururken en sevdiği oyuncağı"mamoş"unu elinden bırakmayan,
 
 
yerlerde yuvarlanan Zeliha...
 
 
İki arada bir derede YDS'ye hazırlanan annenin kitapları bulunur ve "Anne gel bak sana anlatayım,
 
 
 
Bu soruyu şöyle çözeceksin:))"denir...
 
 
Bizim kız fotoğraf makinasına bayılıyor.Bu da ilk çektiği karelerden biri..
 
 
Bu fotoğraf bizim evden.Baba e-okula not girmeye çalışıyor,tepesinde de evin sevimli maymunu:)
 
 
İkea'ı gezmeden tatil yaptım demeyiz biz:)Her beğendiğimiz eşyayı da bir güzel deneriz:)
 
 

 
 
Bu geyik güzelmiş...
 
Hepsini hepsini istiyorum!
 
 
Bu yatağı sevdim:)
 
 
Terminalde beklerken..Mamoş ve Ayşe'siyle..
 
 
Bizim ailede bir narsist var:)Aynalara aşık bizim kız...
 
 
Mamoş'unu sallar,
 
Kaydıraktan beraber kayar...
 
Daha bunlar bir şey değil,artık gerisini siz düşünün.Hiç susmadan bıdır bıdır konuşan,söyledikleriyle,yaptıklarıyla bizi sürekli şaşırtan,evimizin neşesi,mis kokulusu,canımız kızımız...
 
Allah hepimizin evlatlarını korusun,sağlıklı,hayırlı,imanlı evlatlar olmalarını nasip etsin inşallah.Amin...