25 Kasım 2013 Pazartesi

İKİ YAŞ SENDROMUNA GİRİŞ-1


Üniversite ders kitabı gibi başlık attım,eee işimiz çok anladım da ondan."Terrible Two" yani namı diğer iki yaş sendromu çok şükür bizim eve de geldi yerleşti sağolsun.Artık günlerimiz daha bir orjinal geçiyor:)Aman ne güzel ne güzel...Allah tüm ebeveynlere kolaylıklar versin ,hep söylerlerdi,harbiden zormuş yaaa...
Evin içinden dışarı taşan çığlıklar mı istersin,küsmeler,kendini yerlere atmalar,sinirden kalorifer peteklerini yandan yandan ısırmalar,offflar poffflar,durmadan konuşmalar...Her oyundan hemen sıkılıp yenisine geçmeler,eline bir kalem geçirince inadına defterleri değil,duvarları,koltukları boyamalar.Kendi diş fırçasını değil illa ki anneninkini istemeler.Çaktırmadan çekmeceleri ortaya döküp Çarşamba pazarını eve taşımalar...Ah hangi birini anlatayım:)

 Evdeki bütün eşyalarda O'nun imzası var.Bakın o süt içirdiği kedinin bir kulağı artık yok mesela.
 Ama o güzel gülüşüyle kendini affettirmesini de iyi bilir küçük sıpa...Geçenlerde bir haftasonu Eskişehir'e gitmiştik.Bakın tramvayı beklerken halasıyla nasıl da güzel poz vermiş :)
 Doğumgününü bir de orada kutladık,nerden bilelim bizim kızın maytaptan korkacağını,o kadar ağladı ki fotoğrafların hiçbirinde güzel çıkmamış..
 İşte kanıtım:Anne mutfaktayken ,baba odasında maket yaparken,sessizce yatak odasına gidilir,sandalye çekilir,annemin çekmecesi bir güzel alt-üst edilir..


 Şarkı dinlemeye de söylemeye de bayılıyor.Telefonumda kayıtlı bir dünya çocuk şarkısını bıkmadan usanmadan dinliyor.Keyifle tabi...
Çekirdekten yetiştiriyorum kızımı:)Yer silme tamam,sırada oyuncak elektrikli süpürge ve ütü -ütü masası var:))
 Artık iyice dillendi,geçen hafta su istedi verdim,içmeden önce "teşekkürler anne" demez mi:)Yerim ben seni yerim..Tv ünitesinin üstüne çıkıp "tavşan" şarkısını söylemesi ise dillere destan bir manzara:)Dansetmeye de merak sardı,geçenlerde duraktayız,arabanın birinden gelen müzik sesiyle kaldırımda bir dansedişi var sanırsınız evde o kadar rahat yani:)
 Her ne kadar biz vermemeye çalışsakta kızımıza otobüste,dolmuşta,parkta şeker,çikolata veren çokça teyzesi amcası var..Hiç kaçırır mı bizimki bakın nasıl da keyifle yiyor.
 Aaa hiç o banklar varken düz yolda yürünür mü aşkolsun size:)
 Geçen Cumartesi günübirlik İstanbul gezisi yaptık.Vaktimizin çoğu otobüslerde ya da teleferik kuyruğunda  geçse de güzel bir geziydi.Beraber felekten bir gün çaldık:)
Anne-baba Piyer Loti'de kahvelerini yudumlarken o minik Canım Kardeşim'i izliyordu...
 Eyüp Sultan'da coştu da coştu:)
 Yorulmak nedir bilmeden koştu...
 Sarı çizgileri koşa koşa turladı..Biz zavallı anne- baba da peşinden tabi...
 Yerlerde köpek taklidi yaptı.Hem havlıyor hem de çiş yapıyor afedersiniz:)Babası öğretmiş napalım:)))

Niye o abilerin topuyla oynayamıyormuş,neden anne artık yere oturmasan diyormuş.Offf offf hayata küstüm ben!

21 Kasım 2013 Perşembe

AMERİKAN SERVİS TAKIMI DİKTİM

 Herkese merhaba!Bu aralar bana 24 saat yetmiyor,dualarımda vaktimin bereketlenmesi için dua eder oldum.Onca iş yetmezmiş gibi bir de Zeliha'nın 2 yaş sendromları  şus sıralar zirvede seyrediyor.Maceralarımızla ilgili bir post yakında vizyonda:)

İki arada bir derede dikiş dikmeye de vakit ayırabiliyorum çok şükür.Ev tekstiline el attım bu sefer:)Yakın zamanda Gisi'nin blogunda gördüğüm amerikan servislere bayılmıştım ve yapılacaklar listeme almıştım.Geçenlerde bir haftasonu Eskişehir'e gitmiştik,aradığım kumaşları bulunca başladım kesmeye,biçmeye,dikmeye:)Leke tutmayan Duck kumaşlarla çalıştım.6 servis ve 6 peçetelik diktim.


 Peçetelikleri ve çatal-kaşık ceplerini minik fiyonklarla süsledim.


 Önce kumaşlarımı dikdörtgen şeklinde kestim,ardından çatal-kaşık ceplerini hazırlayıp çiçekli kumaşa diktim.Bu işlemin ardından yeşil ve çiçekli kumaşları tersinden diktim,sonra dikmediğim küçük bir yerinden ters çevirip ütüledim.Kenarlarına zigzag dikiş yaptım.


İki taraflı kullanılabilecek hoş bir servis takımı oldu.
Servislerden birini koymayı unutmuşum:)6 kişilik bir takım oldu.1'er metre almıştım kumaşlardan,az da olsa arttı ikisinden de.Bakalım onları nasıl değerlendiricem...

Çok sık yazamıyorum bu aralar takipçilerimden özür diliyor ve bu durumun geçici olmasını diliyorum.Şimdilik hoşçakalın:)

14 Kasım 2013 Perşembe

METAL TEPSİ BOYAMACA

 Okul,ev,minik kuzu derken araya bir de hastane randevuları girdi ve benim hayatım tam bir koşuşturmaya döndü.Bu arada hobilerime az da olsa vakit ayırabiliyorum çok şükür.İki arada bir derede boyadığım bu tepsiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
 Bu tepsiyi kayınvalidem eşime evlenmeden önce almış,çeyiz niyetine.Ama zamanla üzerinde böyle lekeler oluşmuş.Bu yüzden kullanamıyordum ve hatırası var diye de atamıyordum.Boyama işlerine girişince aklıma bu tepsiler geldi.Üç boy takım olan tepsilerden büyük olanını boyadım.Diğerlerine bakalım ne zaman sıra gelecek.
 Tepsiyi önce bir güzel temizledim,zımparaladım.Sonra beyaz yağlı boyayla boyadım bir kaç kat.İnternette bulup ozalitçiden A3 kağıda çıktı aldığım dekupaj kağıdını dekupaj tutkalıyla yapıştırdım.Bu işlemi yapmadan önce resmin kenarlarını elimle yırttım,daha doğal dursun diye.Sonrasında bildiğiniz bulaşık süngeriyle önce maviye boyadım,sonra da beyazla üzerinden gölgelendirmeler yaptım.Resmin ortada çiğ durmaması için renklerle resme de biraz müdahale ettim.
 Son işlem olarak sprey parlak vernikle birkaç kat boyadım.Arkasını fotoğraflamayı unutmuşum,arkası düz mavi renk tepsinin.
 Bugün hava kapalı buralarda ben de balkon ve merdiveni çekim alanı olarak kullandım.Umarım çalışmamı beğenirsiniz.Açıkçası biraz morale ihtiyacım var yeni çalışmalara başlayabilmek için...

Herkese kocaman sevgiler,selamlar:)

11 Kasım 2013 Pazartesi

SEDEF HASTALIĞIMDA SON DURUM VE FOTOTERAPİ

Sedef hastası olduğumu duymayan kaldımı bilmiyorum:)Hesap ettim de 1999'dan beri sedef hastasıyım tam tamına 14 sene olmuş.Daha önce hastalıkla mücadelemi anlattığım bir yazıyı burada yayınlamıştım.Hatta o yazı blogumda en çok okunan en çok yorum alan yazı oldu.Meğer bu hastalıkla savaşan ne kadar çok insan varmış.İşin ilginç tarafı hastalardan çok şifacılar da çok yorum gönderdiler yazıma,piyasadaki ilaçların,kozmetik ürünlerinin nerdeyse hepsini denemiş biri olarak  yeterli fayda görmeyince alternatif tedavilere yönelmek tek çare oluyor birçok kişi için biliyorum.

Peki bende son durum ne...Geçen Mart ayı başında bebeğimi emzirmeyi bıraktım ve tedaviye devam ettim.Doktorum vücuduma yayılan yaralarım için her zaman kullandığım krem ve losyonlarla beraber Metoject adında bir iğne tedavisine başlamamı uygun gördü.Meğer bu ilaç kanser hastalığında da kullanılan yan etkileri fazla bir ilaçmış.İstemeye istemeye her hafta iğne olmaya gittim.Kullanırken yaralarımdaki yanma ve kabuklanma azalmaya başladı.Doktor iğneyi birden bırakmayacağımı,azaltarak tedaviyi bitireceğini söyledi.Fakat iğne seansları arası açıldıkça benim yaralar aynen geri gelmeye başladı,yani sizin anlayacağınız bu iğne de bende işe yaramadı...

Aradan geçen birkaç ayda rutin ilaçlarımla hastalığımı kontrol altında tutmaya çalıştım ama o durmadı yayılmaya devam etti.Malesef şu anda yüzüm ve ellerim dışında bütün vücudumda yaralar var.Geçen hafta Sakarya'da yakın zamanda açılan Araştırma Hastanesine gittim.Doktorum muayene sonrasında fototerapi yani ışık tedavisi için çok uygun bir hasta olduğumu söyleyip aynı gün beni gerekli testlerin yapılması için Korucuk Araştırma Hastanesine gönderdi.Bu hastane de şehir merkezine oldukça uzak.Neyse ben oraya gittim,rutin muayene,5 tüp kan verme,bir de biyopsi yaptırıp,soluğu fototerapi odasında aldım.Görevli hemşire beni bilgilendirdi ve randevularımı ayarladı.

Fototerapi hakkında birşeyler duymuştum ama sedefte bu kadar etkili bir tedavi yöntemi olduğunu bilmiyordum.Malesef ülkemizde çok az hastanede bu cihazdan varmış ve ben bu konuda çok şanslıymışım.Tedavi yukarda gördüğünüz kabin içinde yapılıyor ve ben bugün ilk seansımı aldım.Sadece 1 dakika sürdü:)Benim evden çıkıp hastaneye gidip sonra işler bitince eve varmam yaklaşık 2 buçuk saatimi aldı.Herşey o 1 dakika içindi yani...Ama ben buna çoktan razıyım,inşallah yaralarım iyileşsin bütün yorgunluklar unutulur Allah'ın izniyle..

Tedavi için haftada üç gün gidicem hastaneye.1 dakikayla başlayan güneşlenme seanslarım(!)10 dakikaya kadar çıkacakmış en fazla.Doktorum 2.5-3 ay sürer dedi ama bu süre hastadan hastaya değişiyormuş.İşte böyle şekerim,ben bugün bir güzel güneşlendim,UVB ışınlarımla bir güzel ısındım,böyle tedaviye can kurban değil mi ama:)))

İnşallah size bir sonraki sedef konulu yazımda mutlu haberler verebilirim.

Şimdilik hoşça ve sağlıkla kalın:)))

4 Kasım 2013 Pazartesi

YAPRAKLI BEBEK YELEĞİNİ NASIL ÖRDÜM


 Doğmasını sabırsızlıkla beklediğim yeğenim için ördüğüm yeleği nihayet bitirdim.Bebek müjdesini verdiğim bu yazımda yeleği çok beğenmiş,açıklamasını istemiştiniz.İşte bu yazı sizler için.Dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım.Haydi alalım yünleri,şişleri elimize ve başlayalım bu güzel ve kolay bebek yeleğini örmeye:


 Yelek 0-2 yaş bebekler için uygun boyutlarda,Nako Lüks Minnoş marka ip ve 3.5 numara şişle ördüm.Yeleğe yakadan başlanıyor ve bütün olarak örülüyor.

70 ilmekle başlanarak 5 sıra haraşo örülür.Ben örgü boyunca haraşo kısımları örgünün her iki tarafında da düz örgü örerek elde ettim.Böylesi bana daha kolay geldi.

Ayrıca örgü devam ederken 6 şar cm arayla yeleğin sol tarafından 6 tane ilik açılır.

Şimdi büyük yapraklara başlıyoruz:

1.sıra:7 ilmek haraşo ör ,1 dola,1 düz,1 dola,* 10 haraşo ör,1 dola ,1 düz,1 dola,*.İki yıldız arasını 5 kere tekrar ettikten sonra 7 haraşo örerek sırayı tamamlıyoruz.Arka sıralar haraşo örülecek.

2.sıra:
7 haraşo,1düz,1dola,1düz,1dola,1düz,*10haraşo,1düz,1dola,1düz,1dola,1düz,* iki yıldız arası 5 kere tekrar edilir,7 haraşo örülür.

3.sıra:7 haraşo,2 düz,1 dola,1 düz,1dola,2 düz,*10 haraşo,2 düz,1 dola,1 düz,1 dola,2 düz* iki yıldız arası 5 kere tekrar edilir,7 haraşo örülür.

Bu şekilde devam edilerek yaprağın ortasındaki artırmalarla oluşan delik sayısı 9 a tamamlanır.

10.sıra:7 haraşo,1 dola,2 ilmek beraber sola doğru ör,15 düz,2 ilmek sağa doğru beraber örülür,1 dola,*10 haraşo,1 dola,2 ilmek beraber sola doğru ör,15 düz,2 ilmek sağa doğru beraber örülür,1 dola* iki yıldız arasını 5 kere tekrarla,7 haraşo ör.

11.sıra:8 haraşo,1 dola,2 ilmek beraber sola doğru ör,13 düz,2 ilmek sağa doğru beraber örülür,1dola,*12 haraşo,1 dola,2 ilmek beraber sola doğru ör,13 düz,2 ilmek sağa doğru beraber örülür,1 dola* iki yıldız arası 5 kere tekrarlanır,8 haraşo örülür.

Bu şekilde devam edilerek yaprakların uçlarında 3'er ilmek kalana kadar devam edilir.Bu sırada yaprak uçlarında 1 dola 3 ilmek beraber ör,1 dola işlemi yapılır.Ayrıca bu sırada kollar için her iki taraftan 31'er ilmek kesilir.Arka sırada kol evi yerlerine 9'ar ilmek artırılarak toplam 116 ilmekle örgüye devam edilir.


Bedene geçince küçük yaprak modeline başlanır.

1.Sıra:15 haraşo,1 düz,1 dola,1 düz,1 dola,1 düz,..aradaki haraşolar örülür,küçük yaprak modeli büyük yaprakların devamına uygulanır.

2.sıra:15 haraşo,2 düz 1 dola,1 düz,1 dola,2 düz,...

3.sıra:15 haraşo,3 düz,1 dola,1 düz,1 dola,3 düz,...

4 sıra:15 haraşo,2 ilmek beraber sola doğru ör,5 düz,2 ilmek sağa doğru beraber ör...

5.sıra:15 haraşo,2 ilmek beraber sola doğru ör,3 düz,2 ilmek sağa doğru beraber ör...

6.sıra: 15 haraşo,2 ilmek beraber sola doğru ör,1 düz,2 ilmek sağa doğru beraber ör...

7.sıra: 15 haraşo,1 dola,3 ilmek beraber ör,1 dola,....Sonra 1. sıra örülür.Bu şekilde 6 kere küçük yaprak modeli tekrarlanır.2 sıra haraşo örülerek ilmekler kesilir.

Küçük yapraklar yapılırken yanlardaki ve aralardaki haraşo ilmek sayılarının değişmemesi gerekiyor,buna dikkat edin lütfen.

Örmek isteyenlere kolay gelsin ,anlaşılamayan birşey olursa mutlaka yorumlarınızda belirtin lütfen.Herkese kucak dolusu sevgiler...